Avustralya, besin zincirine tehdit oluşturduğu gerekçesiyle 6 milyon kediyi öldürmeyi planlıyor
Avustralya, besin zincirine tehdit teşkil eden ve 6 milyon vahşi kediyi yok etmek için genetik teknolojiyi kullanmayı planlıyor. Vahşi kediler, her yıl 530 milyondan fazla kurbağa ve sürüngenin yanı sıra 450 milyon memeli ve 270 milyon kuşu öldürmeleri sebebiyle çeşitli ülkelerin hedefinde yer alıyor.
Yerli türleri tehdit etme konusunda Avrupa tavşanlarından sonra ikinci sırada olan 'Vahşi kediler her yıl 530 milyondan fazla yerli kurbağa ve sürüngenin yanı sıra 450 milyon memeli ve 270 milyon kuşu öldürmeleri sebebiyle' başta Avustralya olmak üzere çeşitli ülkeler için büyük bir problem teşkil ediyor.
İSTİLACI TÜRLERİ ORTADAN KALDIRMAYI PLANLIYORLAR
Avustralya hükümeti de bu sebeple, gerekirse 'genetik biyo-kontrol seçeneklerini' devreye sokarak doğal vahşi yaşamı korumayı ve arazide yaygın tahribatlara neden olan istilacı türleri ortadan kaldırmayı planlıyor.
HAVA YOLUYLA ZEHİRLİ SOSİSLER BIRAKILMASI GÜNDEMDE
Avustralya hükümeti 2015 yılında yaptığı açıklama ile 5 yıl içerisinde 2 milyon vahşi kediyi öldürmeyi planladığını duyurdu. Kullanılacak teknikler arasında yemleme, ateş etme ve zehirleme bulunurken, önerilen planlar arasında, hükümetin büyük vahşi kedi popülasyonlarına sahip olduğu bilinen bölgelere hava yoluyla zehirli sosisler bırakması da yer alıyor. Bütün bu çabalara rağmen, vahşi kediler Avustralya'nın yerli türlerine zarar vermeye devam ediyor. Avustralya Bilim Kurumu, İngiliz Milletler Topluluğu Bilim ve Endüstriyel Araştırma Devlet Dairesi (CSIRO) tarafından yayınlanan bir raporda, vahşi yaşamı tehdit eden istilacı hayvanları yönetmeye yönelik yeni bir rota çizildi.
GENETİK KONTROL
Rapora katkı sunan araştırmacılardan Andy Sheppard, istilacı türlerin yayılmasını durdurmak için acil ve koordineli eyleme ihtiyaç olduğunu söyledi. Sheppard yaptığı açıklamada, "Önleme, zararlıların yayılmasını kontrol etmeye çalışmaktan çok daha ucuz ve etkili olacaktır. Gelişmekte olan teknolojileri güvenli bir şekilde kullanmamız, biyogüvenlik araştırma ve inovasyon sistemimizi canlandırmamız, uzun vadeli, stratejik araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmaya devam etmemiz gerekiyor" diye konuştu.Raporda vurgulanan teknolojilerden biri de genetik kontrol. Rapora göre bu yöntemin, 'yeni işgalcileri durdurmak için büyük bir potansiyele sahip olduğu' ifade edildi. İstilacı türleri kontrol etmenin farklı bir yolu olduğu ifade edilen genetik kontrolün, son yıllarda bilimsel makalelerde de yer aldığı vurgulandı. CSIRO raporunda "İstilacı popülasyonlardaki tüm yavruların yalnızca tek cinsiyetli doğmasını sağlamak gibi genetik biyokontrol seçenekleri; sazanlar, kara kurbağaları, kemirgenler, tavşanlar ve potansiyel olarak vahşi kediler gibi yaygın zararlıları kontrol etme mücadelesini önemli ölçüde değiştirebilir" dedi.
MEMELİLERİN TÜKENME ORANI EN YÜKSEK ÜLKE
Avustralya'nın günümüzde memeli neslinin tükenmesi konusunda en yüksek orana sahip olan ülke olduğu belirtiliyor. Raporda yer alan bilgiye göre, iklim değişikliği ve aşırı hava olayları, istilacı türlerin yayılmasına yardımcı oluyor.Raporda, vahşi kedilerin yakın zamanda yangınlara maruz kalan alanları hedef alacağı belirtildi. Çünkü cüce sıçanlar gibi vahşi kedilere av olan hayvanların da saklanacak hiçbir yeri kalmıyor. Raporun ortak yazarı Andreas Ganzing, istilacı türlerin daha fazla yayılmasını önlemek için tüm Avustralyalıların birlikte çalışması gerektiğini ifade ediyor.